SİTEDE ARA

FITCH NEDEN GİTTİ?
16 Şubat 2018

Türkiye gibi, ekonomisi kırılgan ve değişken bir ülkede ekonomi yazmak çok zor. Bir bakıyorsunuz ortada hiçbir zorlama yokken benzine zam üstüne zam yapılıyor, öte yandan ülke terör odaklarına kararlı ve de azimli bir savaş verirken (Allah Mehmetçiğimizin yardımcısı olsun, dualarımız Şanlı Ordumuzla) akaryakıt fiyatlarından on gün içinde iki kez, hem de hatırı sayılır oranlarda indirim yapılıyor. Bunu anlamak pek olası değil, ama başlarken de belirttiğimiz üzere ekonomi yazılması gereken en son konu bizce. Sağ olsunlar takipçilerimizden gelen yoğun talep var yazmamız için. Ancak biz bu kez gündelik ve/veya kısa süreli ekonomi yerine dünyanın hatırı sayılır, önde gelen kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’deki ofisini kapatmasından söz edelim istedik. Bu konuda zihinlerdeki soru işaretlerini gidermek ve kredi notlarına daha yakından bakabilmenizi kolaylaştırmak için başlangıç düzeyinde kısa bir özet yapmak istedim.

Buyurun başlayalım, bir sorup bir cevaplayalım…

1-Kredi notu nedir?

Kredi notu, bir borçlunun borcunu geri ödeyebilme kapasitesini, ya da başka bir açıdan borcunu geri ödeyememe riskini gösterir. Borçlu bir devlet de olabilir, şirket de.

 

2-Kredi notu ne işe yarar?

Kredi piyasası gerek borca konu olan meblağ açısından gerekse de içindeki oyuncular açısından çok büyük bir piyasa. Binlerce bankanın, şirketin, yerel yönetimin ve devletin içinde bulunduğu bu piyasada tarafların birbirini tanıması, tanısa bile borcunu geri ödeyeme riskini bilmesi çok zor. İşte bu nedenle sermaye sahiplerinin, kredi verecekleri borçluları daha yakından tanıyabilmesi için kredi derecelendirme şirketleri bu şirketlere, yerel yönetimlere ya da devletlere not veriyor.

 

3-Kaç kredi derecelendirme şirketi var?

Üç şirket herkesin malumu: Moody’s, S&P ve Fitch. Bunların yanında JCR (Japonya), Dagong (Çin), Dominion (Kanada), Egan-Jones (ABD) gibi şirketler de var.

 

4-Görünüm nedir?

Notun yanısıra bir de “görünüm” denen ara bir gösterge olduğunu da hatırlatmak isterim. Görünüm pozitif, durağan ya da negatif olabilir. Görünümün ne olduğu bir sonraki notun ne olacağı konusunda bir ipucu verir. Görünümün pozitif olması notun artırılabileceği, negatif olması ise düşürülebileceği şeklinde yorumlanabilir. Ancak bunu bir vaat olarak görmemek gerekir. Görünüm pozitif olsa da notta indirim yapılabilir.

 

5-Farklı şirketler aynı ülkeye neden farklı notlar verebiliyor?

Bu sık görülen bir sonuç. Çünkü her şirketin farklı değerleme kriterleri ve her kriterin de farklı ağırlığı var. Ayrıca, her şirketin ilgili borçluyu değerlendirdiği zaman aralıkları da bu farka neden olabiliyor. Uygulamada bir borçlunun sadece notlarının değil, not kategorilerinin bile farklılaştığı olabiliyor. Bu durumun özellikle ülke notlarında ciddi sorunlara neden olabildiğini görüyoruz. Fransa, Avusturya, Türkiye, İrlanda, Fas, Romanya gibi örneklerin bir şirket tarafından yatırım yapılabilir, diğeri tarafından yatırım yapılamaz düzeyde sınıflandırıldığı olabiliyor.

 

Bu klasik bilgileri aktardıktan sonra asıl konumuza dönelim. Evet, Kredi dereceleme kuruluşu Fitch ülkemizdeki ofisini kapattığını 19 Ocak 2018’de ilan etti. Son 10 yıldaki gidişat bu noktaya gelineceğini zaten belirtiyordu. Bu kapatma önemli mi? diye sorarsanız, cevabımız kocaman bir Evet. İki kelimeyle açıklayacak olursak “Finans Merkezi” rüyamızın bittiğine işaret. Bunun mimari alt yapısı olan hukukun üstünlüğünden uzaklaşıldığını gösteren seslerin eşliğinde.

 

Fitch’in Şili, Brezilya, Rusya, Hindistan, Endonezya, Arjantin, Çin gibi 20’ye yakın gelişen ülkelerde ofisi bulunuyor. Burada bizce sorulması gereken soru şu: Neden G20 içinde sadece Türkiye’deki ofisini kapattı?  Fitch’in İstanbul Ofisi 2012 yılında Türkiye’de Kurulu “Tam Teşekküllü” bir dereceleme kuruluşu iken, merkezden aldığı kararla artık bu ofiste analist bulundurmama kararı alıp, buradaki yönetici koltuğunu da Rusya’ya taşımıştı. Geriye kala kala sadece “kredi derecelemesi yapılacak şirket arama, abone bulma” kalmıştı. İşte 19 Ocak 2018’de bu ofis de kapatıldı. Bunu nedenini alenen belirtmemiş olsalar da, şirkete yakın kaynaklar 2011’den bu yana AB değerlerinden uzaklaşılması olduğunu açık açık belirtiyorlar. Aynı kaynaklar güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğünden uzaklaşan bir Türkiye fotoğrafının, İstanbul’dan “kredi notuna esas olacak analist raporu yazma” gibi “ifade özgürlüğü” gerektiren bir görevi yapılamaz hale getirdiğini söylüyorlar.

 

İşin ilginç bir diğer yanı da 2012 yılında İstanbul’daki yönetimi Moskova’ya bağladığında ekonomiden sorumlu bir yetkilinin çıkıp da bunun nedenini sormamış olduğu.  Hatırlarsanız o yıllarda “İstanbul Finans Merkezi” olacak nutukları bütün ateşiyle devam ediyordu. Son olarak Fitch’in gitmesi bir kayıp mı sorusuna verilecek cevap çok açık. Ancak her ne hikmetse (?) ülkedeki anlı şanlı ekonomistlerimiz (!) bu konuda konuşmamayı yeğliyorlar. Sonucu hep birlikte göreceğiz.

  • YORUMLAR (0)
  • YORUM YAP
    • İlk yorumu sen yap.
  • Ad Soyad E-mail Adres Yorum