SİTEDE ARA

İSLAM FELSEFESİ
11 Ocak 2018

 

Genç bir adam, Dubai seyahatinde ülkenin önemli bir din adamını, bir imamı ziyaret ederek, İslam’ın tüm inceliklerini öğrenme isteğini dile getirir...

 

İmam sorar: Arapça biliyor musunuz?”

“Evet,” der istekli öğrenci. “Derdimi anlatacak kadar.”

 

“Peki İngilizce,Fransızca?” “Evet.”

 

“Peki, İslam felsefesini biliyor musunuz?”

Hayır, ama endişelenmeyin. Sorbonne Üniversitesi’nde işletme okudum. Tüm eğitimlerimi bitirdikten sonra, özel ilgi duyduğum felsefeyle ilgili olarak Harvard üniversitesinde Aristo ve Sokrates mantığı üzerine doktora yaptım. Şimdi de İslam felsefesi üzerine çalışarak felsefe eğitimimi tamamlamak istiyorum.”

 

İmam, karşısındaki genci dikkatle süzer, sakalını sıvazlayarak bir süre düşünür ve sonunda onun İslam felsefesini öğrenmeye henüz hazır olmadığını söyler.

“Ancak,” diye ekler... “Mantık konusunda sizi sınayabilirim. Eğer sınavı geçerseniz, size İslam felsefesini öğretirim.”

 

Genç adam kabul edince, imam iki parmağını kaldırır ve “İki hırsız bacadan süzülerek bir eve girer. İçeri girdiklerinde birinin yüzü temiz, diğerinin kirlidir... Sizce hangisi yüzünü siler?”

 

Kirli olan,” der delikanlı heyecanla...

 

Yanlış. Basit bir mantık. Yüzü kirli olan, temiz olanı görür ve kendi yüzünün de temiz olduğunu düşünür. Yüzü temiz olan ise, kirli olanı görür ve kendi yüzünün de kirli olduğunu düşünür. Yani yüzünü silen yüzü temiz olandır.”

 

Delikanlı başını sallar, çok etkilenmiştir. “Çok akıllıca, ama lütfen beni bir daha sınayın,” der.

 

İmam soruyu tekrarlar. Delikanlı bu kez hiç düşünmez, Yüzü temiz olanın yüzünü sildiğini zaten söylediniz,” der.

 

“Yine yanlış,” der imam.“Mantık çok basit... Yüzü kirli olan temiz olanı görür ve kendi yüzünün de temiz olduğunu sanır. Yüzü temiz olan, kirli olanı görür ve kendi yüzünün de kirli olduğunu sanır. Kirli yüzlü adam, temiz olanın yüzünü sildiğini görünce, o da yüzünü siler.”

 

Delikanlı, “Bu da akıllıca,” der... “Hiç düşünmemiştim... Ama beni bir kez daha sınamanızı istiyorum.”

 

İmam, aynı soruyu tekrar sorar. Delikanlı bu kez uyanık davranır: “İkisi de yüzünü siler...”

 

“Yine yanlış,” der imam...“İkisi de yüzünü silmez. Yüzü kirli olan, temiz olana bakar ve kendi yüzünün temiz olduğunu sanır. Yüzü temiz olan ise arkadaşının kirli yüzünü görür ve kendi yüzünün de kirli olduğunu sanır. Ancak, yüzü temiz olan, yüzü kirli olanının yüzünü silmediğini görünce o da yüzünü silmez. Dolayısıyla ikisi de yüzünü silmez.”

 

Delikanlının morali bozulmuştur, umutsuz bir halde, Ben İslam felsefesini ve mantığını öğrenecek niteliklere sahip değilim,” der. “Beni son kez sınayın.”

 

İmam aynı soruyu sorar. Delikanlı cevabı yapıştırır, İkisi de yüzünü silmez,” der.

 

“Yine yanlış,” der imam. “İslam felsefesini anlayamadığınızın artık farkında mısınız? Bu işin bu kadar kolay olmadığının? Aynı bacadan giren iki adamın birinin yüzü temiz, diğerinin yüzü kirli olabilir mi?

 

 

 

N.B. Bu anlatılanlar hayali değil, 27 sene önce bizzat başımdan geçen bir olaydır. Üzerine çok düşündüm ve de İslamiyet’in çok ince ve ezberden ziyade akıla, düşünceye hitabettiğini anladım. İslamiyet’te şekilcilikten önce akılcılık gelir. Kısacası sana her anlatılana inanmadan önce mantık ve akıl süzgecinden geçireceksin. Yusuf 100’de Yaradan ne diyor “Aklını çalıştırmayanların başına pislikler yağdırırım.” Bu dinde akılcılık hususunda yazılarımız devam edecek.

  • YORUMLAR (0)
  • YORUM YAP
    • İlk yorumu sen yap.
  • Ad Soyad E-mail Adres Yorum