SİTEDE ARA

RÖNESANS
24 Eylül 2019

15. yüzyılda İtalya’da başlayan bu aydınlanma dönemi dünya’nın bilim, sanat, arkeoloji, tarih, edebiyat, insan sevgisi (hümanizm), kültür ve daha birçok alanda geliştiği bir dönemdir.

Bilgeliğin ve insan düşüncesinin ön planda tutulmasıyla birçok olgu değişmiş ve gelişmiştir.  Matbaanın yayılması ile birlikte ülkedeki okur, yazar sayısı artmış ve birçok yabancı eserlerden yapılan çevirilerle halkın okuması desteklenmiştir. Bu dönemin başlamasına neden olan en büyük avantajlardan birisi de, Avrupa’nın sosyal ve ekonomik açıdan bir anda büyümeye başlamasıdır. Avrupa’nın cehalet ve gericiliğinin son bulduğu dönem olmuştur.

 

Peki, İtalya’da başlayan bu dönem nasıl oldu da diğer Avrupa ülkelerine kısa sürede yayıldı diye soracaksınız. Bu dönemde tüccarlar zekâlarını kullanarak birçok ülkeyi araştırmış ve hangi ülkenin neyi çok sevdiğini, hangi milletin en çok nelere ihtiyacı olduğunu tespit ederek daha sonrasında bu ülkelere gidip ticaret yapmışlardır. Ülkelerle yapılan bu ticaret sonrası ekonomik hayatın düzene girmesiyle Edebiyat ve Bilim dâhil birçok alanda gelişme sağlanmıştır. Rönesans başlangıç olarak Floransa ve Venedik’de başlamış sonra İngiltere, Portekiz, Hollanda gibi büyük ülkelere yayılmıştır. 

 

Avrupa devletleri tarafından Müslümanlardan kurtulmak için yapılan Haçlı Seferleri sırasında, yani 11. yüzyılda yapılan askeri seferlerde Avrupa, Doğu medeniyetini ilk defa tanımış ve birçok şey öğrenmiştir. Endülüs Emevileri (756-1031) döneminde medeniyet Avrupa’ya geçmiştir. Bu dönemde İslam âlimlerinin, bilim alanındaki birçok eseri çevrilmiş ve Avrupa’da bilimsel ve sosyal alanda köklü bir gelişim sağlanmıştır. Rönesans’ın ilk defa İtalya’da başlamasında padişah Fatih Sultan Mehmet’in (1432-1481) büyük bir payı vardır. Şöyle ki İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet, isteyen Bizans bilim adamlarının Avrupa’nın herhangi bir ülkesine gitmelerine izin verilmiştir. Bunun üzerine İtalya’ya giden birçok bilim adamı, Antik Yunan ve Hellenistik Çağa ait birçok eseri tercüme etmiş ve böylece aydınlanma başlamıştır. Doğu ülkeleriyle çok sık ticaret yapan İtalyan gemiciler, bu ülkelerdeki zenginlik, refah, adalet ve nizam unsurlarını öğrenerek bu kavramaları ülkelerine kazandırmaları Rönesans Dönemi’nin başlamasına katkıda bulunmuştur.

 

Pusulanın keşfi ile Coğrafi Keşifler için en önemli adımlar atılmıştır. Antik Mısır’ın muhteşem tarih ve bilim eserleri Arapçadan başka dillere tercüme edilmiştir. Tarihe baktığımız zaman İtalya ekonomik yönden zengin bir ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun sebepleri arasında Haçlı ordularının Cenova, VenedikPiza, Floransa gibi yerlerde konaklaması ve baharat ihtiyacının çoğunluğunun bu yerlerden karşılanması da etkili olmuştur. Bu şehirlerdeki prens ve zengin kesimler sanatı önemsemiş ve insanları sanata yönlendirmiştir. Rönesans ile birlikte eski düşünceler değişmiş ve değersiz bir varlık olarak görülen insan bir anda değer kazanmış ve düşünceleri önemsenmiştir.  

 

Rönesans’tan önceki dönemde, dinin insanlar üzerindeki etkisi çok büyüktü, öyle ki kilisenin büyücülükle veya dinsizlikle suçladığı herhangi bir insan kasaba meydanında yakılırdı. Böylesine karanlık bir dönemde Papalar insanlara, para karşılığında cennette yer satıyor ve onları kilisenin himayesine alarak dinsel iktidarlarını daha da güçlendiriyorlardı. Kilise tarafından kurulan Engizisyon mahkemelerinde çeşitli iftiralarla paraları, servetleri haksız yere alınan insanlar suçsuz yere mahkûm edilerek çeşitli işkencelerle öldürülüyorlardı. Bu durum insanların kiliseye olan inançlarının yitirmelerine neden olmuştur. Galileo, Dünya’nın döndüğünü iddia etmiş ve bu yüzden kilise tarafından yapılan mahkemeden sonra suçlu bulunarak aforoz edilerek, işkencelerle hayatını kaybetmiştir.

 

-        Galileo Galilei ( 1564-1642), İtalyan astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçi. Rönesans'ın bilimsel devrimine büyük katkıda bulunan bilim insanına “gözlemsel astronominin babası”, “modern fiziğin babası” ve “bilimin babası” gibi isimler takılmıştır.

 

Özetlemek gerekirse Rönesans; düşünsel, sosyal, ekonomik ve kısacası hayatın her alanına getirdiği yenilikler ve adalet anlayışıyla kısa sürede benimsenmiş ve bu karanlık dönemin kurtarıcısı olmuştur.

 

Rönesans’ın Avrupa ülkelerine yayıldıktan sonra getirdiği yeniliklere kısaca değinelim:

 

Eğitim olağanüstü bir derecede önemsenmeye ve ilerlemeye başlamıştır. Bilim, sanat, edebiyat, tarih ve daha birçok alanda hızlı ve olumlu değişimler yaşanmıştır. Ekonomi canlanmış ve yeni kazançlar elde edilmiştir. Skolastik (Kilisenin dar görüşü) önemini yitirmeye başlayıp yerini Pozitif (Bilimsel) düşüncelere bırakmıştır. Reformu ve gelişimini hızlandırmıştır. Avrupa’da Mesen (Aydın) sınıfı ile halk arasından birçok kişi, sanata değer veren sınıflar oluşturmuşlardır. Din adamları eski güçleri yitirmeye başlamıştır.  

 

 

Rönesans dönemindeki  değerli eserleri ve çeşitli alanlarda oluşan ilerlemeler:

 

Rönesans döneminin yazar, düşünür, mimar ve birçok güzel sanatlar alanında, günümüzde “dahi” olarak bilinen ve bazı sanat eserlerinin halen bile sırrını koruduğu sanatçılar yetişmiştir. Bu dönemde dünyanın en iyi sanat görüşlerine ve tekniklerine sahip olan kişilerin tarih sahnesine çıktığı dönemdir. Mimaride Gotik tarzın terk edilip Barok ve Rokoko üslubuna geçilmesiyle estetik ve yaratıcı yapılar görülmeye başlanmıştır. Bu dönemin eserlerinin genel özelliği Mimarisinin sadeliği ve doğallığı yansıtmasıdır. Rönesans ruhunu yaşayan sanatçılar ülkeler bazında çeşitli dallarda Dünya Kültür Mirasına katkıda bulunmuşlardır. Bu ülkelerden Fransa sanat, Almanya dini tablo ve resimler, İngiltere edebiyat, İspanya resim alanında çok değerli eserler kazandırmışlardır. Günümüzde dünyada evrensel olarak değerli sayılan birçok eser bu dönemde ortaya konulmuş, bu eserler mükemmel perspektif ve sanatsal teknik ile etkileri yüzyıllar boyunca sürecek şaheserlerdir. Eski Yunan ve Roma düşünür ve sanatçılarından, Virgil (Publius Vergilius Maro) , Platon, Çiçero (Roma’nın Homeros’u : Marcus Tullius Cicero), Sophokles, Tacitus’un eserleri tanıtılmış ve yayılmıştır.

 

-        Publius Vergilius Maro MÖ. 70-19 tarihleri arasında yaşamış ünlü bir Romalı şairdir. Roma İmparatorluğu'nun destanı olarak kabul edilen Aeneis'in de yazarıdır. Dante'nin İlahi Komedya'sındaki ana karakterlerden biridir. Vergilius bu eserde cehennemde Dante'yi gezdirmeye yardımcı olmuştur.

 

-        Platon (MÖ. 428-347) ya da İslâm dünyasında Eflatun olarak bilinen, Antik klâsik Yunan filozofu, matematikçi ve Batı dünyasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olan Atina Akademisi'nin kurucusudur.

 

-        Bir hatip, yazar, filozof ve hukuk adamı olduğu kadar iyi de bir politikacı olarak Marcus Tullius Cicero (MÖ. 3-67), onurlu kalmanın oldukça zor olduğu, Roma İmparatorluğu’nun en sancılı zamanlarında Cumhuriyet’ten İmparatorluğa geçiş süreci içerisinde yaşamıştır.

 

 -        Sofokles (MÖ.497-406), Antik Yunan'ın Eshilos ve Evripides ile beraber 3 büyük tragedya yazarlarından biridir.

 

 -        Gaius Cornelius Tacitus MS 56-120 yılları arasında Roma'da yaşamış hatip, avukat, senatör ve tarihçidir. Roma senatosundaki görevleri, Roma tarihi ve imparatorluğun kuzeyindeki Germanialılar üzerine yazdığı eserleriyle tanınır.

 

İtalyan yazar ve düşünürlere baktığımızda, Machiavelli, Tasso, Rafael, Ronsard, Leonardo da Vinci, Mikelanjelo, Monteigne, Aristo, Jean Bullant, Pierre Locot, Rabelais gibi isimler bulunmaktadır. Almanya daha çok insan düşünce ve insan sevgisi (Hümanizm) üzerine çalışmıştır. Sanatçıları; Erasmus, Röklen, Luther, Elbrecht Dürer. Tiyatro alanında ise, William Shakespeare, Cervantes, Velasguez, Rembrandt, Kopernik gibi sanatçılar ve daha birçoğu bulunmaktadır.   Gördüğünüz gibi Rönesans Avrupa’yı tamamıyla değiştirmiş ve gelişmiştir.

 

 

Peki, bu yeniliğin yani Rönesans’ın oluşumdaki temel düşünceler neydi?

 

İşte Rönesans’ın oluşumuna etki eden düşünceler; insan güçlü bir varlıktır ve başarabilir. Gerçek güzeldir. Bu anlayışlara bağlı olarak da yaşadığımız dünya o kadar ilgi çekici bir yerdir ki, Başka dünyaları düşünmenin hiçbir anlamı yoktur anlayışı hâkimdir. Yeryüzü çok güzel ve ilgi çekici olup araştırılmaya değerdir. Hümanizm yani insan sevgisi daha ön plandadır. İnsan düşünen bir varlık olarak şartlarını ve çağını ileriye taşımak zorundadır. Bunun için bilimsel yöntemlerin, evrenin bilinmeyen sırlarının ve çağının en büyük korkusu olan başarısızlığın üstüne giderek yeni rotalar çizmek mecburiyetindedir. İnsan bir varlık olarak nasıl ki Mısır Medeniyetinde mumyalamayı, Anadolu’da Medeniyet kurmayı ve okyanus ötesine uzanarak yeni kıtalar keşfetmeyi başarabiliyorsa,  günümüzde uzay teknolojisi ve bilimsel terminolojideki ilerleyiş ve başarıları asla tesadüf değildir. Çağın bir parçası olmak isteyen bilim adamları tarihten ders almak zorundadırlar, tarih hiç kuşkusuz tekerrürden ibarettir. Bilim adamlarının buluşları açıklandığında hiç kuşkusuz Nikola Tesla’dan bir dokunuş veya gözlerini kapattıklarında hayal dünyalarında patlayan o şimşeklerin izlerini taşımalıdır.  

 

ÇİÇERO
SOPHOKLES
ELEKTRA SOPHOKLES
FLORANSA
VENEDİK
GALILEO GALILEI
DIALOGO - GALILEO
PUBLIUS VIRGILIUS
  • YORUMLAR (0)
  • YORUM YAP
    • İlk yorumu sen yap.
  • Ad Soyad E-mail Adres Yorum